| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | fend off v. | savuşturmak | ||
|
Some musicians and actors hire security guards to help fend off their over-eager fans. Bazı müzisyenler ve oyuncular, aşırı hevesli hayranlarını savuşturmak için güvenlik görevlileri tutarlar. More Sentences |
||||
| General | fend off v. | uzaklaştırmak | ||
| General | fend off v. | kovmak | ||
| General | fend off v. | defetmek | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | fend off v. | olmasını engellemek | ||
| Phrasals | fend off v. | (olayın) önüne geçmek | ||
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | fend something off v. | kendini savunmak |
| General | fend someone off v. | kendini savunmak |
| General | fend something off v. | kendini müdafa etmek |
| General | fend someone off v. | kendini müdafa etmek |
| General | fend off the protesters with pepper spray v. | göstericileri biber gazı sıkarak dağıtmak |
| General | fend off the protesters with pepper spray v. | göstericileri biber gazıyla dağıtmak |
| Phrasals | ||
| Phrasals | fend someone or something off v. | birini/bir şeyi savuşturmak |
| Phrasals | fend someone or something off v. | birini/bir şeyi defetmek |
| Phrasals | fend someone or something off v. | birini/bir şeyi uzak tutmak |
| Phrasals | fend someone or something off v. | birini/bir şeyi püskürtmek |
| Phrasals | fend someone or something off v. | birini/bir şeyi uzaklaştırmak |
| Phrasals | fend someone or something off v. | birini/bir şeyi kovmak |
| Marine | ||
| Marine | fend off a boat v. | (geminin) şiddetli bir biçimde bir şeye çarpmasını engellemek |
